Beyin sağlığına katkı sağlayan ve yaşlanmayı geciktirici niteliğiyle öne çıkan zerdeçalın antik çağlarda parfüm olarak kullanıldığına ve eski Mısır kraliçeleri Nefertiti ile Kleopatra’nın güzelliklerini korumak için zerdeçal kürleri uyguladıklarına ilişkin bilgilerimiz, bu bitkinin çok eski dönemlerden beri insanın kendini güzelleştirmek için başvurduğu kıymetli bir malzeme olduğunu göstermektedir. Piyasada köksap şeklinde de bulunan ve ‘altın baharat’ ya da ‘baharatların kraliçesi’ olarak tanınan zerdeçalın içerisinde birçok madde yer almakla birlikte, bitkinin etken maddesi, bağışıklık dostu olarak bilinen biyoaktif bir bileşen olan kurkumindir.

İbranicede karkom, Arapçada ise kurkum olarak bilinen ve Batı dillerine de anlaşıldığı kadarıyla Sami köklü dillerden curcuma longa şeklinde geçen ismiyle zerdeçal, son yılların oldukça popüler baharatlarından biridir. Ülkemizde birçok evin mutfağında olmasına rağmen yaygın bir kullanım alanına sahip bulunmaması kültürel alışkanlıklarla ve yaşadığımız coğrafyanın kültürüne yabancı olmasıyla ilgili olmalıdır. Bununla birlikte, özellikle koronavirüs salgını ile hiç beklemediğimiz bir zamanda “yeni” virüsler ile yüzyüze gelebileceğimizi acı bir şekilde idrak ettiğimiz pandemi döneminde adeta yeniden keşfettiğimiz doğa eczanesinin önemli bir unsuru olan zerdeçal, kelimenin gerçek anlamıyla binbir türlü derde deva, mucizevi bir bitki. Dolayısıyla da hayatımızda daha fazla yer etmesi sağlığımız açısından gerçekten önemli. İyi ama nasıl bir bitki bu zerdeçal? Bir bakalım.
Hindistan’ın altın baharatı
İnsanlık tarihinde yaklaşık 4000 bin yıldan beri bilinmekte olup ağırlıklı olarak Pakistan, Hindistan, Çin, Tayvan, Japonya, Burma, Java Adası, Jamaika, Peru, Endonezya, Malezya ve Bangladeş’in de dâhil olduğu tropik Asya ile Afrika’da yetişen sarı çiçekli, büyük yapraklı ve yumrulu otsu bir bitki olan zerdeçal, zencefilgiller familyasındandır. Anavatanı Hindistan olan, ağacı bir metreye kadar ulaşabilen, özel bir kokusu ve biberi andıran acımsı bir tadı olan bu bitki zerdeçöp, safran kökü, sarı boya, zerdeçav, turmerik ve Hint Safranı olarak da bilinir. Aromatiktir. Kahverengi kabuğunun altında koyu turuncu ve etli kısmı vardır. Kış aylarında, toprak üstünde kalan kısımları kuruduktan sonra toplanan zerdeçal, bol su ile iyice yıkanıp temizlenir. Ardından kaynatılarak ya da buhara maruz bırakılarak işlenir ve ince dilimler halinde doğrandıktan sonra kurutulur.
Budistlerin altın rengi
Renk verici özelliği dolayısıyla ipek kumaşları, ince derileri, kâğıt ve yünleri turuncu-sarı renge boyamak (Taylandlı Budist rahipler altın renkli kordonlarını zerdeçal ile boyarlar) için kullanılan zerdeçaldan, suda kaynatılıp kurutulduktan sonra koyu sarı renkli kök saplarının öğütülmesi ile keskin bir baharat da elde edilir. Genel olarak pazarlarda ya da baharatçılarda tazesine erişmek de mümkün olmakla birlikte, ağırlıklı olarak zerdeçal denildiğinde akla gelen biçimi budur.
Eski çağlardan itibaren Hindistan’dan Avrupa’ya uzanan ve Baharat Yolu olarak bilinen meşhur ticaret yolu güzergâhı boyunca taşınarak tarçın, kakule ve zencefil gibi başka baharat türleri ile birlikte Avrupa’daki varsıl soyluların sofrasına ulaşan zerdeçalın, oldukça yüksek olan fiyatı ile herkesin ulaşabileceği bir ürün türü olmadığını, bir başka ifadeyle genel olarak bütün baharatlar gibi lüks tüketim malları içerisinde yer aldığını da vurgulamak gerekir. Bununla birlikte günümüzde zerdeçalın eski ve orta çağlarda olduğu gibi pahalı bir baharat olmadığını belirtelim. Artık bütün dünyaya yayılan Hintlerin meşhur köri sosu ile hardal yapımında kullanılan ve pahalı bir baharat olan safran işlevi de gören bu baharatın turşu ve salçalar ile et ve balık yemeklerine, salatalara, ayrıca pilav ve yumurtalı yiyeceklerle muhtelif sebze yemeklerine çeşni olarak yaygın bir biçimde ilave edildiğini biliyoruz.
Zerdeçalın içinde ne var?
Piyasada köksap şeklinde de bulunan ve ‘altın baharat’ ya da ‘baharatların kraliçesi’ olarak tanınan zerdeçalın içerisinde birçok madde yer almakla birlikte, bitkinin etken maddesi, bağışıklık dostu olarak bilinen biyoaktif bir bileşen olan kurkumindir. Kimyasal olarak sentezlenebilen veya zerdeçaldan izole edilebilen kurkumin, rengi turuncuya çalan sarı bir tozdur. Zerdeçala rengini de veren bu maddeye başta Hint tıbbı olmak üzere kadim tıp anlayışları çok önem vermişler ve kurkuminin vücudu arındırarak zararlı maddelerden temizleyen bir madde olduğuna inanmışlardır. Nitekim kurkumin maddesi üzerinde yapılan modern araştırmalar, söz konusu maddenin gerçekten de insan sağlığı açısında son derece faydalı olduğunu ortaya koymuşlardır.
Muhtelif kanser türlerini önleyici etkisi olduğu bilimsel çalışmalar tarafından ortaya konulan ve toksik olmayan kurkumin maddesine ilave olarak enerji, protein, karbonhidrat, A, B, E, C ve K vitaminleri ile folat ve Beta Karoten ihtiva eden zerdeçal, içeriğinde uçucu yağlar da dâhil olmak üzere birçok kimyasal bileşik barındırmaktadır. Belli miktarlarda şeker, kalsiyum, bakır, demir, magnezyum, manganez, fosfor, potasyum, selenyum, sodyum ve çinko da içeren zerdeçalın içeriğinde ayrıca su da bulunmakta olup kolesterol ve alkol ise yer almamaktadır. Bu bahiste, söz konusu zengin farmakolojik muhteviyatı dolayısıyla antiviral, antiinflamatuar, antikanserojen ve antiaterojenik nitelikleri olan zerdeçalın emilim katsayısının zeytinyağı, karabiber ve pul biberle birlikte tüketildiğinde olabildiğince arttığı da not edilmelidir.
Her derde deva
Halk tıbbında deri hastalıklarının tedavisi için kullanılan krem ve sabunların üretiminde önemli bir yeri olan zerdeçal, antimikrobiyal olması dolayısıyla evlerde kesik ve yaraların tedavisi için de başvurulan bir bitkidir. Örneğin bal ile karıştırılarak merhem haline getirilecek olan bir miktar zerdeçal, ağız içerisinde çıkanlar da dâhil olmak üzere yaraları çabuk ve sağlıklı bir şekilde iyileştirebilir. Aynı şekilde zerdeçal, geleneksel tıp anlayışlarında abdominal (karın ile ilgili) rahatsızlıklar, solunum yolu sorunları ile bağırsak kurtları, böbrek ve mesane inflamasyonları, baş ağrıları, bebeklerin huzursuzlukları, kadınların olağandışı regl sorunları, septik yaralar, ülserler ve şiddetli kaşıntılar ile mücadele için uygulanagelmektedir. Bu tür rahatsızlıkların tedavisinde gerek bitkinin yaprakları, gerek taze hali ve gerekse kendisinden elde edilen baharat çeşitli şekillerde kullanılmaktadır.
Yapılan tıbbi araştırmalar ile önemli bir yan etkisinin bulunmaması dolayısıyla bir çeşit doğal ilaç olarak kullanılabileceği yönünde kanaatler oluşan zerdeçal, depresyon tedavisinde de kullanılan kurkumin ana maddesine bağlı olarak kendini gösteren antiinflamatuar ve antioksidan özelliklerinden dolayı Alzheimer, Parkinson, katarakt, kandaki yağ oranına ilişkin sıkıntılara karşılık gelen lipidemi, sindirim sistemi sıkıntıları, kardiyovasküler rahatsızlıklar, bir sinir sistemi hastalığı olan MS (Multipl Skleroz), karaciğer hasarı, diyabet, astım, alerji, obezite, bir organın kan sızıntısıyla dolması anlamına gelen enfarktüs, felç ile öğrenme ve sözel hafıza sorunları gibi birçok rahatsızlığın önlenmesinde etkilidir. Zerdeçal ile ilgili olarak yapılmaya devam eden araştırmalar, zaman içerisinde bu mucizevi bitkinin çok daha dikkat çekici etkilerini ortaya koyacaktır.
Zerdeçalın insan sağlığına olumlu etkileri bu kadarla sınırlı değildir. Hazmı kolaylaştırma, kilo verme, kalp hastalıklarını önleme, kolesterolü azaltma, solunum yolları enfeksiyonlarını tedavi etme ve iltihap giderme açısından oldukça etkili olan bitkinin çay olarak da içilebildiği ve çayının örneğin Japonya’da çok popüler olduğu bilinmektedir. Özellikle tok karnına alındığında mide asitlerini yatıştırıp reflü ağrılarını da dindiren zerdeçal, ayrıca nikotinin ciğerlere verdiği zararı ve alkolün vücutta yarattığı tahribatı da azaltmakta, idrar yolu enfeksiyonlarını iyileştirmektedir.
Cildi güzelleştiriyor
Ayuverda, Unani ve Siddha gibi kadim Hint tıp anlayışlarında nezle, öksürük, sinüzit, romatizma ve deri hastalıkları için eşsiz bir şifa kaynağı olduğuna inanılan zerdeçal, ayrıca cilt ve kan temizleyici olarak da kullanılmaktadır. Bundan dolayı eşsiz bir kozmetik ürünü olup uçucu yağı parfüm üretiminde değerlendirilmekte, ayrıca asırlardan beri Asya’nın bazı bölgelerinde altın sarısı bir renk elde etmek amacıyla cilde sürüldüğü bilinmektedir. Nitekim bugün de sivilcelere ve ciltteki yağlı dokulara uygulanan zerdeçal cildi güzelleştirmek için kullanılan doğal ürünlerden biridir. Beyin sağlığına katkı sağlayan ve yaşlanmayı geciktirici niteliğiyle de öne çıkan zerdeçalın antik çağlarda parfüm olarak kullanıldığına ve eski Mısır kraliçeleri Nefertiti ve Kleopatra’nın güzelliklerini korumak için zerdeçal kürleri uyguladıklarına ilişkin bilgilerimiz, bu ilgi çekici bitkinin çok eski dönemlerden beri insanın kendisini güzelleştirmek için başvurduğu kıymetli bir malzeme olduğunu da göstermektedir.
aysunbay@hotmail.com